Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2025
…
66 pages
1 file
Neşrettiğimiz rapor, sadece bir askerî strateji belgesi olmanın ötesinde, dönemin Osmanlı ordusunun modernleşme süreci ve savunma anlayışındaki dönüşümleri de yansıtmaktadır. Keçecizâde İzzet Fuâd Paşa, İstanbul'un savunulmasının sadece Boğaz istihkâmlarına dayandırılamayacağını, Anadolu yakasının doğru bir şekilde haritalandırılması ve savunma hatlarının yeniden düzenlenmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bu doğrultuda, mevcut haritaların yetersiz ve hatalı olduğunu tespit eden Paşa, bölgenin yeni ve detaylı haritalarını hazırlayarak askerî harekât planlamasında kullanılabilir hale getirmiştir. Rapor, olası bir Rus işgali senaryosu üzerinden bölgenin savunma stratejilerini detaylandırmakta ve savunma hatlarının nasıl tahkim edilmesi gerektiği konusunda çeşitli önerilerde bulunmaktadır. Özellikle Riva sahilinin önemine dikkat çeken İzzet Paşa, bölgenin askerî ve coğrafî özelliklerini analiz ederek, uygun savunma noktalarının belirlenmesini ve bu bölgelerin askerî tahkimatlarla desteklenmesini önermektedir. Ayrıca raporda, savunma hatlarının ve tahkimatların güçlendirilmesi için gerekli olan lojistik ve teknik detaylar da ele alınmıştır. İzzet Paşa'nın bu raporu, dönemin askerî strateji anlayışını ve savunma politikalarını anlamak adına önemli bir kaynaktır. Paşa'nın derin askerî bilgisi, öngörüsü ve bölgenin savunma ihtiyaçlarına dair detaylı analizleri, sadece Osmanlı askerî tarihine değil, aynı zamanda savunma planlaması alanında yapılacak çalışmalara da ışık tutmaktadır. Paşanın, Anadolu cihetinin savunmasına dair geliştirdiği kapsamlı ve ayrıntılı öneriler, günümüzde de savunma planlaması açısından dikkate değer niteliktedir. Keçecizâde İzzet Fuâd Paşa'nın bu değerli çalışmasını okuyuculara sunmaktan onur duyarız. Bu çalışmanın kitaplaşmasında desteklerini esirgemeyen Prof. Dr. Erhan Afyoncu ve Prof. Dr. Gültekin Yıldız'a minnettarım. Özellikle çalışma süresince eleştirileri ve düzeltmeleriyle yardımcı olan ve bana yol gösteren hocam Doç. Dr. Ahmet Önal ve Prof. Dr. Uğur Demir' e teşekkürü borç bilirim. Ayrıca bu süreçte her zaman destek olan meslektaşlarım ve arkadaşlarım Dr. Öğr. Üyesi Serkan Osmanlıoğlu, Dr. Öğr. Üyesi Coşkun Ünsal ve Arş. Gör. Ahmet Taşdemir ve Arş. Gör. Oğuzhan Konuk'a teşekkür ederim. Son olarak bu süreçte göstermiş olduğu sabır ve anlayışından dolayı sevgili eşim Seda Şahin Yiğit' e minnettarım.
The Conquest of Constantınople and the Rebuilding of Istanbul
Osmanlı döneminde hukuki yönü de bulunan fetvâlar nazmen de verilmiş ve Türk edebiyatı böylece orijinal bir türün daha sahibi olmuştur. Fıkhî konuların böyle ilgi çekici bir yolla açıklanması bu fetvâların değerli hâle gelmesine yol açmış ve meraklıları tarafından bu fetvâlar özenle saklanıp şiir mecmualarına kaydedilmiştir. Osmanlı'da fetvâlar umumiyetle mensur biçimde verilmiş, manzum biçimde verilmesi ise fetvâyı veren şeyhülislâm veya müftünün şairliği ile ilgili görülmüştür. Osmanlı'da divan şairleri arasında özel bir yeri bulunan şeyhülislâm ve diğer ilmiye mensuplarının çeşitli tarihlerde birçok manzum fetvâ verdikleri görülmüştür. Bugüne kadar tarafımızca çeşitli şeyhülislam ve müftülere ait 60 civarında manzum fetvâ tanıtılmış olup bunlar genellikle 3-10 beyit arasında kısa manzumelerdir. Bu çalışmamızda ise daha önce iki ayrı makale ile manzum fetvâlarını tanıttığımız Bostanzade Muhammed Efendi'nin kendi yaşadığı dönemde çok ses getirmiş olan 64 beyitlik kahve fetvâsının tenkitli metni açıklanmaktadır. Öneminden dolayı bu fetvânın çeşitli tarihlerde meraklılarınca birçok yazma nüshaya kaydedilmiş olması ne kadar çok okunduğunu göstermektedir. Ancak, farklı nüshalara kaydedilmiş olması kelime ve ibarelerinde epey farklılığın oluşmasına sebep olmuştur. Bu sebeple sağlam bir metnin ortaya konulması için farklı yazma nüshaların incelenerek tenkitli metnin ortaya konulması gerekli olmuştur. İşte bu makale bu farkları gösterip sağlam bir metnin ortaya konulması amacıyla yazılmaktadır.
Antik Çağ'dan XXI. Yüzyıla Büyük İstanbul Tarihi, Toplum, Cilt IV, Kültür AŞ ve İSAM, 2015, 364-383., 2015
Amasya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi - AUID, 2018
Anadolu’da bilim dili olarak Türkçenin kullanılması 14. yüzyılın sonlarına rastlamaktadır. Bu tarihten itibaren birçok alanda telif/tercüme eserler yazılmıştır. Bu eserlerden bazıları yazıldıkları dönemlerden sonra yaşamış bazı âlimler tarafından özetlenme, genişletilme, yeniden düzenlenme gibi işlemlere tabi tutulmuşlardır. Lârendevî Dervîş Siyâhî tarafından 17. yüzyıl başlarında yazılan, bilinen ilk müstakil tıp-eczâ sözlüğü Lugat-ı Müşkilât-ı Eczâ da bu şekilde daha sonra başkası tarafından düzenlenerek tekrar hazırlanan eserlerden birisidir. Lugat-ı Müşkilât-ı Eczâ’da ilaç yapımında kullanılan bitkilerin, terkiplerin, gıdaların ve hastalıkların Arapça, Farsça, Grekçe, Hintçe, Süryanice, Ermenice ve İbranice gibi birçok dildeki Türkçe karşılıkları verilmiştir. Sözlük, sözcüklerin sadece ilk harflerinin Arap alfabesindeki sırasına göre düzenlenmiştir. Lugat-ı Müşkîlât-ı Eczâ’nın bu haliyle yeterince kullanışlı olmadığı düşüncesiyle eser, 18. yüzyılda yaşayan ve şerh, tercüme, belâgat, din gibi birçok konuda eserler vermiş olan Mustafa İsâmeddîn tarafından Arap alfabesine göre sadece ilk harfleri bakımından değil sözcüklerin tüm harfleri dikkate alınarak alfabetik olarak düzenlenmiştir. Çalışmamızda Müretteb Müfredât-ı Siyâhî adlı eser tanıtılacak, adı geçen bu iki eser karşılaştırılarak Mustafa İsâmeddîn’in eserinde ne tür bir yenilik ortaya koyduğu hakkındaki tespitlerimiz sunulacaktır. Anahtar Kavramlar: Mustafa İsâmeddîn, Müretteb Müfredât-ı Siyâhî, Lugat-ı Müşkilât-ı Ecza, Dervîş Siyâhi Lârendevî, Tıp Ecza Sözlüğü. Abstract The use of the Turkic language as a language of science in Anatolia comes to the end of the 14th century. From this date, in many areas copyright / translation works 160 | Sibel MURAD AUID 11 (Aralık 2018): 159-167 have been written. Some of these works have been summarized, enlarged or rearranged by some scholars who lived after the period of their writing. The first known copyright medical-pharmacy dictionary, Lugat-i Müşkilât-ı Eczâ, written by Lârendevi Dervîş Siyahî in the early 17th century, is one of the works prepared later by another person. In Lugat-ı Müşkilât-ı Eczâ, the plants, compounds, foods, diseases used in medicine are given Turkish equivalents in Arabic, Persian, Greek, Hindi, Syriac, Armenian and Hebrew. Dictionary, only the first letters of the words are arranged in order in the Arab alphabet Considering that Lugat-ı Müşkîlât-ı Eczâ is not sufficiently useful, this work was arranged by Mustafa İsâmeddîn, who had lived in the 18th century and gave works on many subjects such as commentary, translation, rhetoric and religion alphabetically according to the Arabic alphabet, taking into account all the letters of the words, not just the first letters. In this study the work called Müretteb Müfredât-ı Siyâhî will be presented these two works will be compared and we will present our determinations about what kind of novelty has emerged in the work of Mustafa İsâmeddîn. Keywords: Mustafa İsâmeddîn, Müretteb Müfredât-ı Siyâhî, Lugat-ı Müşkilât-ı Ecza, Dervîş Siyâhi Lârendevî, Medicine Pharmacy Dictionary.
Erdem
Biz, Mestcizâde'nin Hilâfiyyât'i hakkında bilgi verm eden önce, kısaca Mestcizâde'yi ve eserlerini tanıtm ak,Hilâfiyyât'm kaynaklardaki ve nüsha lardaki adına dikkati çekmek, Hilâfiyyât'ın lügat anlam ı üzerinde durm ak ve b ir disiplin olarak "hilâfiyyât"m hem İslâm ilim tasniflerindeki hem de D ârü'l-Fünûn program ındaki yerine işaret etm ek istiyoruz. Mestcizâde'nin Hayatı ve Eserleri: Bursalı M ehm et Tâhir, Osmanlı Müellifleri1 adlı eserinde, eski Selânik Kadısı,2 Mestcizâde'nin hayatı ve eserleri hakkında şu bilgiyi verm iştir: "Mestcizâde A bdullah Efendi m üelliflerden b ir zât olup, İstanbulludur. H. 1148'de (M. 1735) vefat etm iştir. Fatih civarındaki Nişancı Cam ii Şeri fin karşısında m edfuhdur. Eserleri: Kitabu'l-Miyâr li m âfî Tefsîri'l-Kâdı min el-Ahbâr, Yunus Sûresine kadar Hâşiye ala'l-Beydâvi, M antık'tan, Hüssam Kâtî Hâşiyesi, Muhyiddin Talşî' ye Hâşiye, Alâka Şerhi, Risâle f î Redd-i Kıdem-i Alem, ihtilâf mâ beyne Seyyid-i Şerif ve Sadeddin3 vs. dir. Bir de Filozoflarla Kelâmcı-* Bu makale, Prof. Dr. M übahat Tîirker-Küyel danışm anlığında, kendi seçmiş olduğum konuda, 1993'de hazırlanm ış, am a henüz basılmamış olan doktora tezimin bir kısmıdır. Mest cizâde'nin eserinin tam başlığı şudur:
There wasn't any study over this work which was Mustafa bin Bâlî's, who lived 16th century, plain-text. But there is some information about works which were made over firâset, physiognomy and like sciences. 2 The study which we make over this work comes last stage and it is firstly presented to science-world here.
Kuveyt Türk Katılım Bankası Kültür Yayınları Dizisi: 8, 2020
Yazar: Murat Özer Ayasofya’nın Nişânesi Kazasker Mustafa İzzet Murat Özer Kuveyt Türk Katılım Bankası Kültür Yayınları Dizisi: 8 Eşsiz bir hattat, önemli bir bestekâr, Osmanlı musiki literatüründe kabul edilen üç büyük ney virtüözünden biri, Osmanlı musikisinin zirve icrâlarının gerçekleştirildiği Enderûn faslında baş-hânende, bir devlet adamı, dîvân şiirine yüksek seviyede hâkim bir şair ve en önemlisi döneminin ulemasına "reis" olarak kabul görmüş bir İslam âlimi... Ayasofya Camii'nin en mücessem İslam alâmeti olan ve dünyanın en büyük ölçülerine sahip yazılarının hattatı; Kazasker Mustafa İzzet Efendi. "Osmanlı münevveri" prototipini tüm yönleriyle ve mükemmelen üzerinde taşımış, "bir elinde on mârifet" bir şahsiyetin çok yönlü hayatı ve kültür-sanat tarihimizdeki yansımaları okuyanlara ilham olacak.
Özet Arapça ve Farsça hem ilmî hem de edebî olarak tarih boyunca Türk kültür ve medeniyetini etkileyen önemli unsurlardan birisi olmuştur. Klâsik Türk edebiyatının şekil ve muhteva olarak edebî gelenek hâline dönüşmesinde ise bu iki dilin ayrı bir yeri vardır. Bu edebî gelenekte ifade kalıplarından mazmunlara, vezinden kafiyeye kadar birçok unsur, Arapça ve Farsça kelime yardımıyla metinlerde hayat bulmuştur. Osmanlı toplumunda ilmî ve edebî gelenekteki gelişmelere paralel olarak bu iki dilin öğrenilmesi ve öğretilmesi, zamanla önemli bir ihtiyaç hâlini almıştır. Bu ihtiyaca cevap vermek amacıyla da bu dillere ait manzum veya mensur birçok sözlük hazırlanmıştır. Dil öğrenimini hem eğlenceli hâle getirmeleri hem de öğrenilen kelimelerin hafızadaki kalıcılığını artırmaları bakımından Farsça-Türkçe, Arapça-Türkçe veya Arapça-Farsça-Türkçe tarzında yazılan manzum sözlük türleri ayrı bir ilgi görmüş ve zamanla bu eserlerin sayısında önemli bir artış olmuştur. Klâsik Türk edebiyatında yetmiş civarında manzum sözlüğün varlığı bilinmektedir. Bunlardan biri de Le'âlî mahlaslı bir şair tarafından çocuklara Farsçayı öğretmek amacıyla yazılmış olan Farsça-Türkçe sözlüktür. 17. yüzyıl veya daha önceki dönemlerde kaleme alınmış olan 84 beyitlik bu manzum sözlük, giriş ve 250 civarında Farsça ve Türkçe kelimenin karşılıklı anlamlarının verildiği dört kıt'adan oluşmaktadır. Bu çalışmada Le'âlî tarafından kaleme alınmış olan Farsça-Türkçe manzum sözlüğün şekil ve muhteva özellikleri üzerinde durularak, eserin çevriyazılı metni verilecektir. Anahtar Kelimeler: Klâsik Türk Edebiyatı, Sözlük, Manzum Sözlük, Le'âlî. Abstract Arabic and Persian have become one of the important factors which have affected on Turkish culture and civilisation as scientific and literary historically. These languages have got a distinct place for classical Turkish literature to be a literary tradition as a form and content. Many factors from expressions to poetic themes, from rhythm to rhyme have invigorated in the texts with the help of Arabic and Persian words in this literary tradition. Teaching and learning these languages became gradually an important need in parallel with the developments in the scientific and literary tradition in Ottoman society. Many poetic or prose dictionaries belonging to these languages have been prepared in order to meet this need. Poetic dictionaries which were written in Persian-Turkish, Arabic-Turkish or Arabic-Persian-Turkish have gotten attention especially as they make the language learning enjoyable and also increase the subsistence of the words in mind, and there have gradually been an increase in the number of these works. It is known that there are nearly seventy poetic dictionaries in the classical Turkish literature. One of them is Persian-Turkish dictionary which was written in order to teach Persian to the children by a poet who has got an ekename as Leâlî. This poetic dictionary which was written in 17. century or the previous periods consists of the introduction and four quatrains that the mutual meanings about of 250 Persian and Turkish words are given. In this study, the form and content properties of the poetic Persian-Turkish dictionary which was written by Le'âlî will be considered and the work's translation text will be provided.
Amasya İlahiyat Dergisi, 2024
Bu makale, en az iki hakem tarafından incelendi ve intihal içermediği teyit edildi. / This article has been reviewed by at least two referees and scanned via a plagiarism software. Telif Hakkı ve Lisans / Copyright & License: Yazarlar dergide yayınlanan çalışmalarının telif hakkına sahiptirler ve çalışmaları CC BY-NC 4.0 lisansı altında yayımlanmaktadır. / Authors publishing with the journal retain the copyright to their work licensed under the CC BY-NC 4.0.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
HİKMET-Akademik Edebiyat Dergisi (Journal Of Academic Literature), 2020
Yeni Türk Edebiyatı Araştırmaları Dergisi, 2010
International Journal of Language Academy, 2018
KADER kelam araştırmaları dergisi, 2009
Doğu Kütüphanesi Yayınları, 2015
Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi (SBARD), 2020
Marife Dini Araştırmalar Dergisi, 2021
İnönü University International Journal of Social Sciences (INIJOSS), 2021
turkiyat.selcuk.edu.tr
Şamil Öçal , kışladan Medreseye ss.591-598, 2013
Journal Of History School, 2017
MENTEŞE (MUĞLA) MUTASARRIFI MUSTAFA TAYYAR PAŞA HAKKINDA 1876 YILINDA AÇILAN RÜŞVET VE YOLSUZLUK SORUŞTURMASI, 2024
turkishstudies.net
Yakın Doğu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2020