Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2023, Multidiszciplináris kihívások, sokszínű válaszok
https://doi.org/10.33565/MKSV.2023.03.06…
39 pages
1 file
A 2021 második felétől kibontakozó energiaár-robbanás, amelyet a lakosságot kevésbé, inkább a közszféra fogyasztóit súlytotta, olyan költségtakarékos megoldásokat követeltek meg a piaci szereplőktől, amelyek jellemzően jelentős beruházást igényelnek és hosszú távon térülnek csak meg. Jelen cikkben a 2020-2022 időszakra fókuszáltan, a témában releváns szakirodalmi forrásokon alapuló adatgyűjtést végeztem, amely az elemzéssel együtt a konstruktivista módon megalapozott kutatási stratégiák mentén zajlott. A két vizsgált kutatási kérdés arra kereste a választ, hogy a magyar szállodapiac szereplői 2020-2022-ben milyen kihívásokkal szembesültek, és milyen tényezők befolyásolják negatívan üzleti tevékenységüket, illetve, hogyan reagáltak a szállodaüzemeltetők az azonosított kihívásokra, és ezek a válaszok hogyan illeszkednek a globális legjobb gyakorlatokhoz. A magyar szállodák általános költségtakarékossági gyakorlatának vizsgálata mellett olyan megoldásokra helyeződik a hangsúly, amelyek a vendégélményt növelik, és a költséghatékony üzemeltetés terén valódi megoldást jelentenek az üzemeltetőktől. Az értékteremtés a szállodai működés különböző területein valósul meg, lefedve a front és back munkaterületeket egyaránt. Olyan megoldások kerülnek bemutatásra, mint a fűtési rendszer korszerűsítése, a digitalizáció, a szervezetfejlesztés vagy a tevékenységek kiszervezése.
İşletme tarihinin en önemli boyutlarından biri, işletmelerin mekânsal örgütlenmesidir. Yönetim, üretim, satış gibi faaliyetlerin yapıldığı mekânların birbirine yakınlığı ve uzaklığı; bu mekânların şehrin iktisadi faaliyet bölgelerine ve ana ulaşım arterlerine göre konumlanışı ve mimarisi işletmelerin toplumsal ve iktisadi formasyon içindeki konumu hakkında önemli veriler teşkil eder. Bu çalışmada, modern alışveriş pratiklerinin şekillenmesinde önemli bir rol oynayan “pasaj”ların tarihsel perspektif içinde incelemeye tâbi tutulması amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda öncelikle pasajların XVIII. yüzyıl Batı Avrupa’sı bağlamında oluşumuna değinilecektir. Daha sonra, Batı Avrupa’da (özellikle Fransa’da) XIX. yüzyıl pasajları incelenecektir. İkinci bölümde ise Fransa’da pasajların önem kaybetmesine değinilecek ve “büyük mağaza”ların ortaya çıkış süreci tahlil edilecektir. Son bölümde ise Paris’te (ve genel olarak Avrupa’da) pasajların önem yitirmesiyle eşzamanlı olarak İstanbul başta olmak üzere Osmanlı Devleti’nin büyük kentlerinde pasajların inşa edilmesi sürecine dikkat çekilecektir. Çalışmanın bütününde pasajların oluşumunun ticaretin, gündelik hayatın ve tüketim kalıplarının sanayi devrimi sonrası dönemde dönüşüme uğraması ve burjuva toplumunun gelişimiyle bağlantısı araştırılacaktır.
DergiPark (Istanbul University), 2021
Bu çalışmada, 3 farklı hibrit mısır (Zea mays L) çeşidi kullanılarak, Diyarbakır ekolojik şartlarında mısır (Zea mays L.) yetiştirilmesine uygun olan ekim zamanlarının tespit edilmesi planlanmıştır. Çalışmada FAO-500 olgunlaşma grubundan BODEGA, FAO-600 olgunlaşma grubundan CAPUZİ ve FAO-700 olgunlaşma grubundan 75MAY75 olmak üzere 3 farklı hibrit çeşit, birbirinden farklı dönemlerde ekilmiştir. Ekilişler 15 gün arayla yapılmıştır. İlk ekiliş 15 Nisan son ekiliş 1 Temmuz'da gerçekleştirilmiştir. Deneme 3 tekerrürlü ve ''tesadüf bloklarında bölünmüş parseller'' şeklinde gerçekleştirilmiştir. Ana parsele ekim zamanları alt parsele ise çeşitler yerleştirilmiştir. Çeşitlerin sap kalınlığı, koçan uzunluğu, koçan kalınlığı, koçanda tane sayısı, 1000 tane ağırlığı, ham yağ, hektolitre ve birim alanda tane verimi parametreleri incelenmiştir. Çeşit bazında, birim alanda tane verimi yönünden 15 Nisan dönemi ekilişinden 75MAY75 çeşidi 1493 kg/da ile öne çıkmıştır. Ekim dönemleri ortalamaları bakımından en yüksek verim 1248 kg/da ile 15 Nisan döneminde gerçekleşmiştir.
ISPEC 11th İnternational Conference on Engineering and Natural Sciences, 2021
Uygarlık tarihi kronolojik bir sıra ile incelendiğinde, doğal taş kullanımının insanoğlunun yaşamında, önemli yer tuttuğu göze çarpan bir gerçektir (Bradley, 1998). Doğal taş kullanımı İ.Ö. 600 yıllarında binaların, anıtların yapımında, eski Yunanistan'da önce ahşap kolonların yerine geçen sütunlarda kullanılmış, daha sonra (İ.Ö. 480) kiriş amaçlı kullanımları da giderek yaygınlaşmıştır. Anadolu'da Türk-Selçuk-Osmanlı kültürü egemen olurken, doğal taş Avrupa'dan farklı, fakat en az oradakiler kadar yoğun ve ustaca kullanıldığı gözlenmektedir (Vardar, 1990).Kayseri il merkezinde bir çok tarihi taş anıt bulunmaktadır. Bu anıtlar şehir merkezinde olmalarından dolayı hem insan kaynaklı hemde çevresel diğer faktörlerden dolayı yıllar içerisinde çeşitli tahribatlara maruz kalmışlardır. Kayserinin coğrafi konumundan dolayı ve karasal iklimde bulunmasından dolayı taş anıtların maruz kaldığı bozulmalar fiziksel, kimyasal ve biyolojik bozulmalar olabilmektedir. İnsan kaynaklı faktörlerde taş anıtların yıllar içerisinde bozulmasında hem direk hemde indirek olarak etki etmektedir.Kimi zaman insan kaynaklı faktörler fiziksel,kimyasal veya biyolojik bozulmaların daha da hızlanmasına sebep olabilmektedir. Bu çalışma amacılığı ile Kayseri şehir merkezinde çalışan anıtlar Kayseri Kalesi Sur Duvarları, Zeynel Abidin Türbesi ve Mahperi Hunat Hatun Kümbeti'dir. Tüm bu anıtlar konum olarak bir birlerine yakın yerlerdedir ve hemen hemen bozulma türleri aynıdır. Şehir merkezinde olmalarından dolayı ve Kayseri il merkezinde olmalarından dolayı yoğun olarak hava kirliliğinden ve araçların eksoz gazlarından çıkan korbondioksit tabanlı kimyasal bozulmalardan yoğun olarak etkilenmişlerdir. Anıtlardan incelenmesi için parçalar alınmamıştır. Sadece gözlemsel olarak incelemelerde bulunulmuştır. Daha detaylı labratuvar çalışmaları detaylı analizler için gereklidir. Bu çalışmadan elde edilecek sonuçlar bu anıtlarda ileride yapılabilecek restorasyon çalışmaları için bir ön çalışma veya ön rapor niteleiğinde olacaktır.
İstanbul Hukuk Mecmuası, 2020
Öz Limited şirket, Alman kanun koyucusu tarafından evrensel hukuk sistemine kazandırılan bir şirket türüdür. Özellikle aile şirketlerine olan benzerliği sebebiyle sadece küçük ölçekli işletmeler tarafından tercih edileceği düşünülmüşse de beklenen olmamış, zaman içinde orta ölçekli işletmelerin en çok tercih ettiği şirket türü olmayı başarmıştır. Bu çalışmada ilk olarak Roma Hukukundaki şirket kavramı üzerinde durulmuş, daha sonra limited şirketin günümüz hukuk sistemlerindeki varlığı ve gelişimi incelenmiştir. Bu noktada çalışmanın konusu, limited şirketlerin başta Alman Hukuku olmak üzere, İngiliz, İsviçre, Amerikan hukuklarında kabul edilme süreci ve Avrupa Birliği bünyesinde limited şirketlerin evrilmesine sebebiyet veren hukukî meselelerden oluşmaktadır. Söz konusu kanunların içerikleri çalışmanın konusunu oluşturmadığı için büyük ölçüde kapsam dışı bırakılmış, yalnızca şirket türünün gelişimine etkileri açısından değinilmiştir.
İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 2016
Sovyet dönemi sonrası BDT ülkelerinde yaşanan entegrasyon sürecinin değerlendirilmesi açısından günümüzdeki iş ilişkilerinin incelenmesi önem taşımaktadır. Bu konu karmaşıklığı ve çelişkili niteliğiyle Bağımsız Devletler Topluluğundaki genel durumdan farklılık arz etmektedir. Bu nedenle, ticari ve iktisadi işbirliğinin reel durumu, entegrasyon sürecinin değerlendirilmesi ve bağımsız devletler arasındaki işbirliğini iyileştirecek yeni ve etkili yaklaşımların geliştirilmesi ile bu yaklaşımların uygulama şekil ve yöntemleri üzerine tarafsız bir çalışmaya ihtiyaç vardır. Çalışmamızda BDT devletleri arasında, mevcut koşullarda ekonomik entegrasyon sağlanması yolunda ticari ve ekonomik işbirliği ve ekonomik entegrasyon kapsamında var olan sorunlar üzerinde durulmuştur. Vurgulamak gerekir ki, eski Sovyetler Birliğinden gelen bir işbirliğinin devamı olarak, entegrasyon sürecinde ticari, ekonomik ve siyası ilişkilerin yürütülmesinde en önemli etken Rusya'nın rolü olacaktır. Bu nedenle, çalışmada özellikle Rusya'nın günümüzdeki ekonomik gelişimi ve bölge üzerindeki rolü ele alınmıştır.
2021
Ülkemizde kamu yönetimi çerçevesinde geliĢmekte olan bir yönetim anlayıĢının tezahürü olacak Ģekilde bazı düzenlemeler yapılmıĢtır. Bu çerçevede kamuda etik kültürün geliĢmesi ve etik bilincin oluĢmasına yönelik bir takım yenilikler de yapılmıĢtır. Kamu yönetiminde etik kültürünün yerleĢtirilmesi ile ilgili atılan en somut adım 5176 sayılı Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kurulması Hakkında Kanun"un yürürlüğe girmesi olmuĢtur. Kanun kapsamında Kamu Görevlileri Etik Kurulu teĢkil edilmiĢtir. Kurul"a kamuda etik kültürünün geliĢtirilmesi ile ilgili birçok görev ve sorumluluk verilmiĢtir. Aynı amaç doğrultusunda 13/04/2005 tarihinde yürürlüğe giren Kamu Görevlileri Etik DavranıĢ Ġlkeleri Ġle BaĢvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 29"uncu maddesi gereğince diğer kamu kurumlarında olduğu gibi belediyelere de Etik Komisyon oluĢturma zorunluluğu getirilmiĢtir. Bu çalıĢmada Kamu Görevlileri Etik Kurulu ve Belediyeler Etik Komisyonu"nun çalıĢmaları, iĢbirlikleri, kurul ve komisyonların yapısal durumları, iĢleyiĢ ve sorunları konu edinmiĢ, birtakım çözüm önerileri ortaya konulmaya çalıĢılmıĢtır. Literatür incelemesi ve alan araĢtırması çalıĢma yöntemi olarak belirlenmiĢtir. Alan araĢtırmasında Adana ve Gaziantep BüyükĢehir Belediyesi etik Komisyon üyelerinin görüĢleri üzerinden değerlendirmeler yapılmıĢtır. ÇalıĢma neticesinde belediyelerde kurulan Etik Komisyonlarının yaptırım gücünün olmaması, yasal mevzuatının eksikler içermesi ve kamuoyunda varlığının çok az bilinmesi sebebiyle sembolik bir komisyon olduğu kanısına varılmıĢtır. Belediyelerde etik yönetim kültürünü yerleĢtirebilmek ve etik normları uygulayabilmek için, yasal düzenlemelerin ötesinde bu ilkelerin benimsenmesini sağlamak gerektiği sonucuna varılmıĢtır.
DergiPark (Istanbul University), 2023
Yiyecek içecek sektörü ile ilgili atık sınıflandırmaları ve atık yönetimi çalışmalarını literatürde görmek mümkündür. Restoranlarda, otel mutfaklarında veya toplu beslenme sistemleri üretim alanlarında atık sınıflandırmaları ve sayımları yapılmıştır. Ancak eğitim mutfakları ile ilgili atık yönetimi çalışmasına literatürde rastlanmamıştır. Eğitim mutfakları amaç ve içerik olarak diğer mutfaklardan farklılık gösterir. Eğitim mutfaklarında ürün çeşitliliği, üretim çeşitliliği, az miktarda çok çeşit üretim söz konusudur. Çünkü bir türe yönelik değil, tüm farklı üretim türlerinin ürünlerine yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Osmanlı mutfağı, Türk mutfağı, yöresel mutfaklar, dünya mutfağı, pastane, ekmek ve daha bir çok farklı alanda uygulamaların yapıldığı dersler mevcuttur. Ayrıca üretimler sırasında hatalar, yanlış uygulamalar olması ile atıkların miktarında da artışlar mümkündür. Bu ve benzeri nedenlerle farklı olan eğitim mutfaklarında sadece yemek üretimi değil, üretimin israfsız nasıl yapılacağı, atıkların nasıl azaltılacağı bilgileri verilmelidir. Geleceğin mutfak çalışanlarına başlangıç aşamasında bu farkındalığı kazandırmak sektörel anlamda fayda sağlayacaktır. Bu amaçlarla Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Ortaca Meslek Yüksekokulu Aşçılık Programı uygulama mutfağında iki hafta boyunca yapılan tüm uygulamalarda kullanılan araç ve gereçler ile atıkların sayımları yapılmış, sınıflandırılarak kayıt altına alınmıştır. Elde edilen verilere göre en çok atığın üretim atığı olurken ikinci sırada gün sonundaki yemek atıkları olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Üretim ve yemek atıklarının geri dönüşümü, atıksız üretim uygulamaları eğitimleri konularında öneriler sunulmuştur.
Uluslararası Bilimsel Araştırmalar ve Yenilikçi Çalışmalar Sempozyumu (ISSRIS'21), 2021
İşletmelerin stratejik yönelim ya da niyetlerinin bir başka ifadesi olan stratejik rota, bir işletmenin misyon, vizyon, amaç, hedef, strateji, taktik ve politikalarıyla ortaya koyduğu total amaç olarak tanımlanabilir. Stratejik rotalar, işletmelerin geldikleri, oldukları ve gittikleri yönü gösteren işaretler gibidir. Bu özellikleri sebebiyle stratejik rotalar, işletmelerin dünü, bugünü ve gelecek yönelimleri hakkında önemli ipuçları içermektedir. İşletmelerin dünü, bugünü ve geleceği hakkında fikirler veren bu ipuçları içerisinde misyon ve vizyon, diğerlerine göre daha önemli göstergelerdir. Uzak gaye/amaç anlamına gelen ve gelecek ile ilgili olan vizyon, işletmenin uzak hedefleri, idealleri, ilkeleri ve kriterlerini içeren bir özelliğe sahiptir. Kutsal amaç olarak ifade edebileceğimiz misyon ise işletmenin dünü, bugünü ve yarınını kapsayıcı niteliktedir. Bir nevi işletmenin varlık sebebi olan misyon, işletmeyi ayakta tutan, çalışanları ortak bir amaç etrafında toplayan ve çalışanlarca paylaşılan bir özellik taşımaktadır. Bu kontekstte ele alınan araştırmada, Türkiye’nin en büyük 100 işletmesinin stratejik rotalarının bir göstergesi olan misyon ve vizyonları, tematik içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Bu sayede, Türkiye’nin en büyük 100 işletmesinin stratejik (niyetlerinin, rotalarının) yönelimlerinin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Bu amacı gerçekleştirmek için çalışmada, yöntem olarak nitel araştırma; veri toplama aracı olarak ise ikincil veriler kullanılmıştır. Araştırma örneklemi, amaçlı örneklem seçim stratejilerinden ölçüt örneklem kullanılarak seçilmiştir. Böylece araştırmanın çalışma grubunu, İstanbul Sanayi Odasının 2019 yılı için yayınladığı Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Listesindeki ilk 100 işletme oluşturmuştur. İnceleme kapsamına alınan işletmelerin ortak misyon ve vizyonlarını, tümevarımsal bir metotla ortaya çıkarmak için araştırma kapsamında elde edilen veriler, tematik kodlama aracılığı ile çözümlenmiştir. Bu çözümlemeler yapılırken akran incelemesi, uzman denetimi, tutarlılık incelemesi (kodlayıcılar arası görüş birliği), zengin ve yoğun betimleme ve teyit incelemesi stratejilerine başvurularak araştırmanın geçerlik ve güvenirliği sağlanmaya çalışılmıştır.
2011
Bu calisma, Turkiye’nin Akdeniz Bolgesinde bulunan 8 ilde gerceklesmistir (Adana, Antalya, Burdur, Hatay, Icel, Isparta, K.Maras ve Osmaniye). Calismada elde edilen veriler, 2005 yilinda 198 alabalik ciftliginden yuzyuze anket yoluyla elde edilmistir. Bu calisma, alabalik ciftliklerinin sosyo-ekonomik gostergelerinin belirlenmesi ve bazi sorunlarinin cozumlerine yonelik olarak hazirlanmistir. Calisma kapsaminda anket sonuclari balik ciftliklerinin demografik, sosyal ve ekonomik ozelliklerine gore siniflandirilmistir. Oncelikle, alabalik ciftcileri orta yas sinifinda (%66,5), lise ve oncesi okullarda egitilmis (%78,3) olduklari saptanmistir. Alabalik ciftlikleri, mulkiyet yapisina gore ise genellikle mulk tipi isletmeler oldugu gorulmektedir (%76,8). Ekonomik anlamda, ciftciler balikciligi karada bulunan havuzlarda (%87,9) yurutmektedirler ve bu havuzlarin kapasitesi 2-16 ton (% 62,6) arasinda degismektedir. Ciftcilerin finansman kaynaklari oncelikle ozsermayeleridir (%78,8). Istihda...
MIDDLE EAST JOURNAL OF REFUGEE STUDIES, 2018
Türkiye 2015 yılı itibarıyla dünyanın en çok mülteci barındıran ülkesi olmuştur. Geçmişinde belirgin göçler almış olmasına rağmen, sayıları milyonlarla ifade edilen Suriyeli mülteci akışı, Türkiye'ye giren göç bağlamında nicel ve nitel önemi arttırmıştır. Nitekim bu çalışmanın amacı diğer zorunlu göçmenler ile karşılaştır-malı olarak Suriyelilerin göç ve uyum süreçlerindeki benzerliklerinin ve farklılıkların ortaya konulmasıdır. Bu amaca ulaşmak için Türkiye'nin en çok göçmen alan şehri İstanbul'da 32 derinlemesine yarı-yapılandırılmış mülakat yapıldı. İçerik analizi ile mültecilerin rotaları ve sosyal ağları üzerinde duruldu. İstanbul'a geliş yolları analiz edildiğinde Kunz'un modelleri örneklerimizle onaylandı ve bu bağlamda Suriyeliler için bir tipoloji geliştirildi. Ardından, çalışma Suriyeli-olmayanların yerleşiminde aile ağının etkisi olmamasına karşın, Suriyeliler için göçün bir aile kararı olduğunu göstermektedir. Şehirde akrabanın olması hedef olarak İstanbul'u belirlemede ve yeni çevreye uyum bağlamında ağ kurmak ve iş bulmak için bir fırsat olarak görülüyor. Buna ek olarak, entegrasyon sürecini değerlendirmenin en önemli başlığının iş piyasasına katılım olarak görülmektedir. İşveren ile ilişkiler ve iş-temelli sorunlar entegrasyon kısmının önemli başlıkları ve her iki grubu da etkilemektedir. Ayrıca, kayıt dışı çalışma koşulları ayrımcılığı tetiklediği gibi maaş ödeme konuları, nitelik uyumsuzluğu, çocuk işçiliği ve daha önemlisi iş kazaları gibi problemlere neden olmaktadır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
Tıp Eğitimi Dünyası, 2017
Ankara Universitesi Egitim Bilimleri Fakultesi Dergisi
Sosyal Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 2015
1. Uluslararası Turizm ve Mimarlık Konferansı, 2018
Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2018
6th Academic Studies Congress, 2023
Mediterranean Journal of Humanities, 2019
DergiPark (Istanbul University), 2022
Istanbul University - DergiPark, 2021
Turkish Journal of Agriculture - Food Science and Technology, 2016
Journal of Tourism and Gastronomy Studies, 2016
CERN European Organization for Nuclear Research - Zenodo, 2022
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dergisi
Turkish Journal of Computer and Mathematics Education, 2020
Uluslararası İktisadi ve İdari İncelemeler Dergisi, 2017
Yakın Doğu Üniversitesi Yakın Mimarlık Dergisi, 2021
Journal of International Social Research, 2019
Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi dergisi, 2009
Hukukun Güncel Meseleleri Erzincan Sempozyumu, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi, Erzincan, Şubat 2022, Bildiri (Özet Metin) Kitabı, 2022
Pamukkale University Journal of Education